Hogwarts Cadlık ve Büyücülük Okulu
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Hogwarts Cadlık ve Büyücülük Okulu

Sihir Başlıyor
 
AnasayfaPortalAramaLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

 Veda

Aşağa gitmek 
3 posters
YazarMesaj
Euriel Jamie d'Estaign

Euriel Jamie d'Estaign


Kadın Mesaj Sayısı : 263
Rp Partneri : Evde kaljam banane kıs kurusu olup kaljam ^^
Mücadelede Tarafı : d'Estaign
En Belirgin Özelliği : Mezun oldum YupYup^^
Kayıt tarihi : 18/12/07

Veda Empty
MesajKonu: Veda   Veda Icon_minitimePaz Ara. 30, 2007 11:14 pm

Hem görevden alınmış hem de Ashley ve Searlus'un evlenecek olmasına göz yummuştu. Eğer içindeki pek uysal olmayan Jamie'ye hakim olmasaydı orada büyük bir kargaşa çıkarabilirdi. Bazen şeytan kulağına fısıldıyordu, Searlus'a olan aşkını haykır, haykır da herkes duysun. Ama yapamazdı Jamie, söyleyemezdi, söyleyemiyordu... Böyle zamanlarda kovalardı şeytanı hep ve büyük bir pişmanlıkla bakardı Searlus'a, suç işlemişçesine. Cisimlendiği yere baktı. L'Ombre Malikanesi'nin bahçesi... Eşyalarını toplamalıydı. Ne de olsa Ashley'le yarın evlenecekti Searlus ve Jamie'nin eşyalarını bir an önce toplaması gerekiyordu. "Düğüne engel mi olsam?" Sözcükler beyninde dolaşıyor, ardından dudaklarında dökülüyordu. Evet, düğünü engellemek fena fikir değildi ama yapamazdı bunu, gururuna yediremezdi. Daha önce defalarca geçtiği bahçeyi sanki ilk defa görüyormuşçasına baktı ve malikanenin kapısa yöneldi. Kapıyı çalıp açılmasını beklerken Searlus'un evde olmaması için dua ediyordu fakat bir yandan da evde olmasını istiyordu. Evcini Mae,karşısında Jamie'yi görünce serenat yapmaya başlamıştı fakat kız onu hemen durdurmuştu. "Buna gerek yok Mae, artık efendin değilim... Eşyalarımı toplamaya geldim!" Zavallı cin önce bir şey anlamamış, sormak istemiş fakat soracağı takdirde alacağı yanıttan korktuğu için soramamıştı. En iyisi Jamie'yi yalnız bırakmaktı. Öyle de yaptı Mae. Mae gittikten sonra Sarah'ın odasının karşısındaki odaya çıktı; kendi odasına.. Eşyalarını ufak bir büyü sayesinde hemen toparladıktan sonra tekrar esnedi ve Sarah ile ikisinin çekildiği bir fotoğraf aldı. Ardından ayakları ister istemez Searlus'un odasına doğru yol almaya başladı fakat Jamie onları durdurmadı. Odaya girdiğinde büyük bir suç işlediğini biliyordu. Searlus'un yatağının hemen ucundaki komidinde duran fotoğrafına baktı ve büyük bir üzüntüyle onu da aldı.Jamie'ye ait hiç bir şey kalmamalıydı burada. Yatağa oturdu ve diğer fotoğraf çerçevesini aldı eline; Searlus'un fotoğrafı... Bunu da alacaktı? "Yoo, bunu yapmamalıym!" dedi kendi kendine fakat hakim olamadı. Onu tamamen unutmak istemiyordu. Fotoğrafları alarak kendi odasına döndü. Çok yorgundu. Uykusu vardı. Yatağına uzandı bir süre. Hem dinlenecek hem de gidecek bir yer düşünecekti. Searlus zaten şu anda evlilik hazırlıkları yapıyor olmalıydı. "Her şey ne kadar çabuk gelişti..." diye iç çekti.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Searlus Gaius L'Ombre

Searlus Gaius L'Ombre


Erkek Mesaj Sayısı : 351
Yaş : 38
Rp Partneri : Ashley Tisdale
Mücadelede Tarafı : Nickimin sonuna bak çok merak ettiysen yavrucuğum -_-'
En Belirgin Özelliği : Mezun
Kayıt tarihi : 18/12/07

Veda Empty
MesajKonu: Geri: Veda   Veda Icon_minitimePaz Ara. 30, 2007 11:59 pm

Eve cisimlendiğinde ayakları onu her zamanki gibi üst kat,
koridorunsonundaki bahçeye bakan odaya, yani Jamie'nin odasına götürdü.
Tam da beklediği manzara vardı karşısında. Yıllarını verdiği ama değil
bir sonuç ufak bir umut ble elde edemediği ilişkisi bitmişti ve bu
ilişkinin eli kanlı katili Euriel son derece hüzün verici bir görüntü
sergileyerek odasını topluyordu. Odasındaki hava o kadar tatlı ve
yumuşaktı ki. Sahibinin kalbinin sertliğine ve soğukluğuna tezat
oluşturuyordu kesinlikle. Odaya suç işlemiş ufak bir çocuk gibi başını
eğerek girdi. Yerdeki halının tatlı ilemesi ona eskiden geçirdikleri
heyecan dolu dakikaları anımsatıyordu. Dudakalarını dili ile ıslattı ve
yutkundu sanki boğazındaki yumruyu gidermek ister gibi. ''Keşke beni azıcık olsun sevebilseydin Jamie.'' dedi sessizce. ''Keşke bu trajedi yaşanmak zorunda kalmasaydı.''Ardından başını kaldırıp Jamie'ye çevirdi bakışlarını.
Jamie'ye aldığı ufak içi doldurulmuş yılanı ellerine aldı konsolun
üstündeki.
''Üzgünüm
sen de gördün. Ölmeme az kalmıştı. Tükenmenin sonlarındaydım. Senin
beni asla sevemeyecek olman o kadar kahrdiyordu ki ben. Oysa tek
değilim bakmam gereken bir kardeşim var. Eğer Kristin olmasaydı
tükenmenin sonunu seve seve getirirdim belki. Senin ben sevmediğin şu
dünyada yaşamanın inan ölümden farkı yok.''
Yavaş adımlarla elinde doldurulmuş yılanla oynayarak yatağa ilerledi ve kenarına oturdu. Kahverengi gözleri hüzün doluydu. ''Ashley.
Ne iyi bir kız değil mi? Beni sevecek gibi. Ben de onu sevebilirim
belki, günün birinde bunu çok istiyorum. Ama çok uzun zaman alacak gibi
Kristin'e iyi bir abla olur. Senin kadar olamasa bile.''
Yılanı yatağa fırlattı. ''Bu
arada henüz ev bulamadın bulana kadar burada kalabilirsin. Ashley ile
evlenmem sadece bir rol olacak sonunda baskın yaparak
engelleyeceksiniz. Henüz ilişkinin başındayım evlenmeye hazır değilim
onunla bu yüzden şimdilik rahat ol.''
İki anlamda söylemişti. Sözlerinden hem iğneleyicilik hem de güven verme isteği akıyordu.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Euriel Jamie d'Estaign

Euriel Jamie d'Estaign


Kadın Mesaj Sayısı : 263
Rp Partneri : Evde kaljam banane kıs kurusu olup kaljam ^^
Mücadelede Tarafı : d'Estaign
En Belirgin Özelliği : Mezun oldum YupYup^^
Kayıt tarihi : 18/12/07

Veda Empty
MesajKonu: Geri: Veda   Veda Icon_minitimePtsi Ara. 31, 2007 10:10 pm


Buraya doğru gelen ayak sesleri duyar duymaz yattığı yerden doğruldu ve elindeki fotoğraf çerçevelerini büyük bir hışımla bavula yerleştirdi. Kimdi gelen? Sarah yada evcinlerinden biri olamayacağına göre? Searlus'tan başka kim olabilirdi ki?! Eski sevgilisi odaya bükük bir boyunla girerken Jamie geriye kalan eşyaları toplama işini bıraktı. Zaten şu anda sadece göstermelik yapıyordu bunu. Büyük bir dikkatle Searlus'u izledi. Kendisine hediye ettiği içi dolfurulmuş yılanla oynayarak yatağının kıyısına oturmuştu. Gaius... Evet, o cansız yılana bu ismi vermişti. Searlus'un ikinci ismi. Jamie yalnızca çok ama çok kızgın olduğu zamanlarda ona Gaius diye hitap ederdi. Elbette bugüne kadar sadece bir iki kere olmuştu bu. Jamie Searlus'un yüzüne dikkatle bakarak onun söylediklerini dinliyordu. Öyleki, onun yüzündeki tüm ayrıntıları bir çırpıda söyleyebilirdi. Daha sonra, Searlus'un sözleri bittiğinde kaşları hafifçe çatıldı. Ne demekti bunlar? Evet, Jamie bugüne kadar sevgisini gsterecek hiç bir şey yapmamaıştı ama bu onu sevmediği anlamına gelmezdi. Zaten bunu Searlus'a da söytlemişti en başından. Sevgisiz bir ortamda büyümüştü ve o da sevgisini gösteremeyecek kadar katı olmuştu. Sert adımlarla yatağın kıyısında oturan Searlus'a doğru yürüdü ve onun tam önünde durdu. Genç adamın başı ayakta duran Jamie'nin karnına hizalıydı. Derin derin nefes alıyordu ve tepeden Searlus'a bakıyordu. Bir ara Searlus'ta başını kaldırdı ve göz göze geldiler fakat Jamie hemen bakışlarını kaçırdı. 'Bana tepeden bakınca aptalın tekini, aşağıdan bakınca tanrıyı görürsün.' Kim bilir nereden duymuştu bu sözü ve şimdi aniden zihnine üşüşmüştü. Tekrar baktı Searlus'a, aptalın tekini görmüyordu. Hayır, aptal olan kendisiydi, Searlus değil. Kendi iç dünyasındaki savaşı yüzünden sevdiği adama aşkını hiç gösterememişti. "Gaius!" dedi sertçe. İşte üçüncüydü bu... Çok ama çok kızgındı ama kendine.. "Bana çok iyi davranıyorsun... Sana kızamıyorum, kırılamıyorum. Bugüne kadar bunu sana hiç söylemediğimi biliyorum, bunun için senden çok özür dilerim. Gerçekten..." Derin bir iç çekti. Sesi oldukça kararlıydı. "Fakat seni... Seni her şeye rağmen seviyordum. Hatta hala büyük bir aşkla seviyorum! Ah! O kadar mı kördün ki bunu gözlerimden de okuyamıyordun? Elbette bunun için seni asla suçlayamam.. Ben aptalın tekiyim…” Gözleri dolmuştu fakat tutmaya çalışıyordu kendidini. Searlus’un yanına oturdu ve yere bakarak devam etti. Bu sefer sesi daha yumuşaktı. “Haklısın, Ashley çok tatlı, Sarah’a da harika bir abla olur. Sarah demişken, ona sen haber ver, lütfen… Kalma işine gelince, gerçekten evlenmeseniz bile Ashley her gün burada olacak ve ikiniz sürekli yan yana olacaksınız… Aşık olduğum adamı bir başkasıyla görmek… Oldukça acı verici olur. Yine de gidecek hiçbir yerimin olmadığını hesaba katarsak… Sadece bir süreliğine kalırım!"
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Searlus Gaius L'Ombre

Searlus Gaius L'Ombre


Erkek Mesaj Sayısı : 351
Yaş : 38
Rp Partneri : Ashley Tisdale
Mücadelede Tarafı : Nickimin sonuna bak çok merak ettiysen yavrucuğum -_-'
En Belirgin Özelliği : Mezun
Kayıt tarihi : 18/12/07

Veda Empty
MesajKonu: Geri: Veda   Veda Icon_minitimeÇarş. Ocak 02, 2008 1:22 am

Kalbi, bedeni, ruhu tüm varlığı ile isyan açmıştı beynine. Bedeni
bir sıcak, bir soğuk oluyor ve kan akışını sürekli değiştiriyordu.
Kalbi sürekli şişiyor, göğüs kafesine baskı yapıyor, nefes almasını
engelliyordu. Oturduğu yerde hafifçe arkaya kaydı. Jamie ile bu kadar
yakın olmak ateş basmasına ve göğsünün iyice sıkışmasına sebep olmuştu.
Kendini apaçık şekilde suçlu hissediyordu. Eğer kardeşi olmasaydı
öldürürdü kendini orada Jamie'ye artık rahatlamasını mutlu omasını
gerekenin tamamlandığını söyleyerek. Belki o zaman kendi ruhu da aynı
zamanda bedeni de rahat edecekti. Jamie'nin yüzündeki sevinç ifadesini
görerek dalacaktı sonsuz uykuya. Onun kendisine ikinci ismi ile hitap
etmesi ile suçluluk duygusu arttı. Bu adla seslendiğinde daha önce onu
oldukça kızdırmıştı melonkoli krizleri ile. Şu anda Jamie ona tepeden
bakıyordu. Kendisini Searlus'un efendisi oarak görüyor olmalıydı. Eh
haklıydı. Başkası ile bieraber olsa da Searlus daima onun kölesi
olacaktı. Şimdi Jamie elini uzatsa şefkatli bir şekilde yanağını okşasa
ve gitme, öp beni dese ya da en azından onu azarlasa gitmesi için asla
izin vermeyeceğini söylese bağırarak Ashley'i tamamen unutacaktı. Hem
de sonsuza değin. Ama demiyordu. Gitme demiyordu. Sevdiğini söylüyordu
ancak sonra gelecekten söz ediyordu birbirlerine ait olmadıkları. Ona
sarılmak özür dilemek hatta ayaklarına kapanmak istiyordu sevdiğine
inanmasa bile. Ama yapamazdı bunu. Jamie onu artık istemiyordu. Sadece
son bir darbe atıp tekmeyi basmak istiyordu. Bunu yapamazdı oysa
Searlus o tavrını koysa bunu kabul ederdi. Ama ondan tek bir talepte
bile bulunacak cesareti yoktu her köle gibi. Sadece bir kere bir kere
Kristin için ondan bir şey istemişti. Jamie de farkında değildi belki
ama istediğini vermeyebilirdi de. ''Beni
sevdiğine keşke inanabilsem Jamie. O zaman o kadar mutlu olurdum ki.
Dünyalar benim olurdu hatta sevinçten aklım dururdu. Ben senin karşında
neyim ki ama çıkma teklifi dışında yalnızca bir talebim oldu senden
biliyorsun bunu. Bu talebi ortaya kabul edilmemesini, onun yerine böcek
gibi ezilmeyi bekleyerek attım. Eğer kabul edilirse kardeşim abisiz
kalmaz diye düşündüm. Ölümün dalgalı kıyısındaydım Jamie. Onunla dost
olmuştum. Hem de kadim bir dost olmuştu bana o.''
Kolları
hafifçe kımıldadı, Jamie'yi sarmak gibi çılgınca bir arzu ile
dolmuşlardı. Ancak bunu yapamadı. Onun yerine yere bakmayı tercih etti.
Konuyu değştirmeye ihtiyacç duymuştu. ''Burada
kalman harika. Bu koca evde yalnız kalmayı hiç istemiyorum. Bilirsin
gevezeyim ve salt çenem durmadığı için kendi kendime konuşarak kendimi
ev cinlerine rezil etmek istemiyorum.''
yüzünde buruk bir gülümseme belirmişti. ''Ayrıca
evet Sarah bunu bilmeli. Ne de olsa beni babası gibi görüyor benimle
çatışmaya girdiği bazı anlar dışında seni de her zaman annesi gibi
görüyor.''
Gözleri bavula takıldı. Gidiyordu Jamie. Gerçekten.
Belki de sonsuza kadar. Korkuyordu Gaius. Ashley'e de bu kadar
bağlanabilecek miydi acaba? Bunun olmasını dilerdi. Gerçekten. Bir
yandan da asla olamayacağını bilmekteydi.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Euriel Jamie d'Estaign

Euriel Jamie d'Estaign


Kadın Mesaj Sayısı : 263
Rp Partneri : Evde kaljam banane kıs kurusu olup kaljam ^^
Mücadelede Tarafı : d'Estaign
En Belirgin Özelliği : Mezun oldum YupYup^^
Kayıt tarihi : 18/12/07

Veda Empty
MesajKonu: Geri: Veda   Veda Icon_minitimeÇarş. Ocak 02, 2008 2:02 pm

Huysuzlanarak kalktı yerinden. Neler diyordu Gaius? İnanmıyor muydu Jamie'nin kendisini sevdiğine? Az önceki pozisyonunu aldı tekrar fakat bu sefer genç adama öteki kadar yaklaşmamaya çalıştı. Rahatsız omuştu Searlus yakınlaşmalarından, belliydi bu. Dudakları her an ağlayacak gibi bükülmüştü. Nasıl görünüyordu şimdi kimbilir? Burnunu çekti hafifçe. Dolu gözleri yüzünden bulanık görüyordu Searlus'tu. Koluyla sildi göslerini ve yere bakan Searlus'un çenesini tuttu hafifçe. Tüm vcuduna ateş bastığını hissetti. Göz göze geldiklerinde bıraktı çenesini ve iki eliyle onun yanaklarından tutarak yaklaştı. Burun burunaydılar şimdi. Öyleki Jamie onun derin derin solumalarını hissedebiliyordu ama yüzünde değil, ruhunda, kalbinde. Konuyu değiştirmek istemiyordu, aksine üsüne üstüne gidiyordu. Parlak gözlerini onun büyüleyici kahverengi gözlerine dikti. "Hiç bir zaman senin kadar cesur olamadım, üzgünüm. Sana aşığım ama aynı zamanda akılcı biriyim. Ya hep ya hiç derim biliyorsun..." Pozisyonunu hiç bozmadan devam etti. O anda içeriye Ashley ya da bir başkası da girse umurunda değildi. "Sen tercihini yaptın, hiç dedin... Buna saygı duymak zorundayım ve eğer sen hiç dediysen ben de hiç derim. Bak gözlerime, ne kadar körsün? Nasıl söyleyebilirsin seni sevdiğime inanmadığını?" Kızgındı, öfkeliydi ve kalbi yerinden çıkacakmış gibi atıyordu. ellerini çekti ve Searlus'u bıraktı. Hızlı adımlarla bavulunun yanına gitti. Gidecek miydi? Hayır, istemiyordu zaten bunu... Bavulun içinden aldığı fotoğraflardan birini çıkardı: SEarlus'unkini... Tekrar onun karşısına geçti ve büyük bir hışımla fotoğrafı kucağına attı. "Sanırım buna ihtiyacım yok!" Derin bir nefes aldı ve sakinleşmeye çalıştı. "Her zaman için, bu evden gittiğim zaman da dahil, Sarah'ın yanında olacağım." Bir adım geriledi. "Eğer vazgeçen biri varsa ben değilim, sensin! Evet, ben de suçluyum, hem de çok ama hiç bir zaman sevginden şüphe etmemiştim! Şimdi izin verirsen eşyalarımı geri yerleştireceğim. Hem seninde alman gereken bir nikah tarihi var."
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Searlus Gaius L'Ombre

Searlus Gaius L'Ombre


Erkek Mesaj Sayısı : 351
Yaş : 38
Rp Partneri : Ashley Tisdale
Mücadelede Tarafı : Nickimin sonuna bak çok merak ettiysen yavrucuğum -_-'
En Belirgin Özelliği : Mezun
Kayıt tarihi : 18/12/07

Veda Empty
MesajKonu: Geri: Veda   Veda Icon_minitimeÇarş. Ocak 02, 2008 8:18 pm

Üzerine fırlatılmış fotografı eline aldı. Damarlarına yayılan kızıl
öfkenin ateşinin önce kalbini sonra da beynini yavaş yavaş yayılışını
hissetti. Şimdiye kadar bu derece öfkelendiğinde hep dışarı fırlamış ve
hırsı geçene kadar kendini bir odaya kilitleyip o odadaki eşyaları
kırıp dökmüştü. O odaya ses geçirmez büyüsü yaptığından dolayı hiç
brşey duyulmazdı. Sonra eşyaları teker teker asası ile tamir ederve
oradan çıkardı. Sonra herşeye normal bir şekilde devam ederdi. Hayatına
ve iyi olduğuna dair boş yalanlarına. Ama bu sefer öyle olmayacaktı.
Yalanların değil açığa çıkan gerçeklerin zamanıydı şu zaman. Öfke ile
bağrarak kendi resmini kavradığı gibi duvara fırlattı. ''Aaaargghh!'' Çerçeve ve cam tuzla buz olmuştu. Ayağa bir hışımda
kalkarak Jamie'nin yanına gitti koşar gibi. Tam öünde durdu. Burun
burunaydılar neredeyse tabi Searlus Jamie'den uzun boylu olmasaydı.
Başını hafifçe eğerek yüzüne iyice yaklaştı onun. Gözleinin içne
bakmasını istiyordu. ''Evet körüm.'' dedi Jamie'nin şimdiye kadar
duymadığı bir zehire dönüşmüş olan sesi ile hırslı bir şekilde
fısıldayarak.
''Hem de en alasından körüm. Senin bana yaptıkların beni hem kör hem sağır hem de dilsiz yaptı. Haberin hiç oldu mu?'' Gözleri alev gibi yanıyordu iri iri açılmış eski sevgilisine bakıyordu.
''Ben sana günlerce yalvarırken artık benim olman için beni bu kadar
kahretmemen
için, hayatımı, ruhumu dökerken kucağına senin ruhun duydu mu peki? Ben
acı içinde haykırırken hiç için ürperdi mi ha?''
Derin derin nefes
alıyordu. Bir adım geri attı. Ama bu geri çekilme anlamına gelmiyordu.
Sert hareketlerle kol düğmelerin söktü gömleğinin yırtaak sıyırdı
kollarını. ''Baak şuna!'' sesi yükselmişti. ''Görüyor
musun bak. Sen iki hafta yokken ben gene kedimi suçluyor kendime
işkence ediyordum. Oysa sen! Beni terk ettin gittin her şeye rağmen.
Senin için yaptıklarıma rağmen. Beni unut artık Gaius dedin bana
yanılıyor muyum? Bir daha beni görmek istemediğini söyledin. Oysa ne
yapmıştım ben sana hayatımı sana vermek dışında en ufak bunalımımda
bana bunu mu yapacaktın? Kimmiş kararı veren? Ben mi sanıyorsun? İtiraf
ediyorum seni terk ettim çünkü senin beni asla kabullenemeyip tekmeyi
basacağını biliyordum. İşte o zaman biterdim ben! Ahh!''
Elini
başına götürdü. Ve Jamie'ye arkasını döndü. Alnını eli ile sıkıca
kavramıştı. Bunu yapmazsa ufak parçalara ayrılacağını hissetmişti.
Gözleri dolu dolu olmuştu. Yıllarca tuttuğu gözyaşları artık hucum
etmeye
başlamıştı göz pınarlarına. Bir daha konuşmaya başladığında sesi artık
öfkeli çıkmıyordu. Sadece hüznün buğuları ele geçirmişti sesini. Ve
gözyaşının boğukluğu. ''İşte benim özgürce,
cesurca iradem bu kadardı. Ve... Ve şimdi bana beni sevdiğini
söylüyorsun. Buna inanmıyorum demedim ben inanamıyorum dedim.
İnanmayı çok isterdim hem de o kadar isterdim ki. Kendisini
deliler gibi seven birinin ölümünü, yavaş yavaş çöküşünü izlemekten
zevk alan ve onu hayatına davet etmeye bile layık görmeyen bir kalpte.
O buz gibi, çorak, zehir dolu kalpte en ufak sevginin bile
çimlenebileceğini
nasıl hayal edebilirim ki? Şimdi ise ne sözlerin, ne bakışların, ne de
sakladığını gösterdiğin o resim buna yetiyor üzgünüm. Sen benim seni sevdiğimden asla
şüphe etmedin demek ne mutlu sana. Peki ya ben? Benim hakkım yok muydu
beni sevdiğine inanmaya. Yoktu değil mi? Sen beni sadece pençelerinde
parçalayıp atacağın bir adet zavallı olarak görüyordun
işte. Senle evlenmenin hayalini bile kurmayı hak etmeyecek kadar
aşağılıktım senin gözünde.''
Omuzları
çökmüştü. Jamie'ye hala arkası dönüktü. Onun gözlerine bakmaya tahammül
edemiyordu. Onun yalanlarını daha fazla dinlemek de istemiyordu. ''Nikah yarın saat onda olacak.''
dedi çatlamış bir sesle.Yalandı bu sat dokuza randevu almıştı.
Bitirmeliydi bu işi artık. Kafası karışıyordu şu anda. Araya aşılmaz
engeller lazımdı kafasının
karışmasına izin vermeyecek. ''Lorda bildir bunu. Orada görüşürüz.'' odanın kapısından bir hışım çıktı. Kendi odasına doğru koşar adımlarla gitti.
Sonra kapıyı kilitleyerek kendini yatağına attı. Ama uyuyabilecek miydi
bilmyordu.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Euriel Jamie d'Estaign

Euriel Jamie d'Estaign


Kadın Mesaj Sayısı : 263
Rp Partneri : Evde kaljam banane kıs kurusu olup kaljam ^^
Mücadelede Tarafı : d'Estaign
En Belirgin Özelliği : Mezun oldum YupYup^^
Kayıt tarihi : 18/12/07

Veda Empty
MesajKonu: Geri: Veda   Veda Icon_minitimePerş. Ocak 03, 2008 7:37 pm

Gözleri dolu doluydu. Searlus odasından çıktıktan sonra kendisini uçurumdan itilmiş hissetti. Zaten uzun süredir kenarındaydı o dipsiz uçurumun ve işte şimdi Searlus onu ittirmişti. Gözlerinden yaşlar yavaş yavaş süzülürken yerde bulunan cam parçalarına baktı. İçi el vermiyordu eski sevgilisinin fotoğrafının yerde durmasına. Nefret etse de seviyordu onu. Ürkek adımlarla cam kırıklarına bastı. Her basışında çıkan sese aldırış etmeden yerde bulunan fotoğrafı aldı ve yatağına oturdu sessizce. Fotoğrafa baktı oturduğu yerden, tam o esnada yüzünden damlayan gözyaşları Searlus'un yüzüne düştü. Nefret ederken bile sevebilmek, ne garipti. Searlus... Jamie hakkında gerçekten bunları mı düşünüyordu? Azıcık olsun gösterememiş miydi sevgisini genç kız? "Hayır, sen daima sevgini gösterdin fakat Searlus bunu görmek istemedi. Acı çekmek istedi o... Tüm hata onda!" Kaşları çatıldı. yine mi gelmişti iblisleri... Karabasanları onu bekliyordu demek. Bir yerde haklıydı iblisleri... Searlus her zaman şüphe etmişti Jamie'den. Onun sevgisine inanmıyor, inanamıyor gibiydi, güvenemiyordu belki de... Şüphe ediyordu her zaman zavallı cadıdan. Jamie, ne zaman kiiçine kapanır, beyninin içindeki o küçük ve gizli odaya çekilirdi Searlus'ta işte o zaman kendi kurgularuyla, kendi yalanlarıyla mahvederdi yine kendini. Anlayamazdı bir türlü bu gelip geçici durumun, içe kapanışın kendisiyle hiç bir ilgisinin olmadığını. Bir yanda ona da hak veriyordu. Ona hiç sevgisini gösterememişti. Bu durumda onun yerine olsaydı eğer, kesinlikle o da şüphelenirdi bundan. Birbirine aşık iki insanıayıran azgın bir nehir olduğunu öğrenmişti büyük babasından. Korkulari kompleksler, belentiler, egolar, şüpheler ve kaygılar nehriydi bu... Güçlü akıntıların etkisiyle zaman zaman kabaran ve bulanıklaşan bu hırçın suyun öteki yanında sevdiğinize ulaşmak için tek bir şansınız vardı. Sadece onun aşkına inandığınızda varolan asma bir köprü... Bazen onun sevgisinden şüpheye düşersiniz. O zaman köprünüz zayıflar, onu tutan halatlardan bazıları kopar ve karşıya geçmek güçleşir. Yine de sağlam kalan bir kaç halatın sayesinde geçerdiniz. ama bazen öyle anlar gelirdi ki sevildiğinize dair tüm inancınızı yitirirdiniz. İşte böyle zamanlarda kabaran dalgalar, biricik köprünüzü yıkar, sular batıp çıkan tahta ve halat parçacıklarını uzaklara götürürdü. Gözleri kısıldı ve elindeki fotoğrafa baktı tekrar. Ne kadar da mutluydu Searlus? Nasıl da gülüyor ve şakalar yapıyordu? Jamişe ile tanışmadan çekilmişti fotoğraf ve Jamie çıkmaya başlamalarından sonra Searlus'un hiç bu denli mutlu olduğunu görmemişti. Bazen kendi kendisine sorardı sorun bende mi diey ama cevap alamazdı. "Argghh.. Bizim aşk kalemiz yıkıldı' Kanadını kırasım geliyor!" Fotoğrafı yatağın üzerine attı ve başını kaldırdı. Hemen karşısında duran boy aynasında kendi yansımasına baktı. Bir şeyler eksikti. Şu tanrıça edası ve mağrur duruşu yoktu artık. Bir zamanlar upuzun saçları artık kısaydı, omuzlarına dökülüyordu. Buğday teni ve başak kadar boyu... Gözlerindeki o parıltılar yoktu artık, yerlerini karanlığa bırakmışlardı. "Dokunduğun yürek artık çok değişti kabul et. Gri ve ışıklı bir gecenin pencerene dolmasına izin verseydin aylar önce, görecektin aşkın seni nasıl da yaktığını.Güçlüyüm deme! Gücün bitti artık. O, artık çok uzaklarda aşk şarkıları söylüyor ellere.Başka başka tenlere dokundukça gökkuşağı açtırıyor yüreklerde..." Aynadaki yansımasıyla konuşurken ayağa kalkmış ve hemen önünde durmuştu aynanın. Searlus'un dediklerini kabullenecek miydi? Evet, hataları vardı ama onun hataları? Onlar ne olacaktı? Jamie hiç mi acı çekmemişti. "Tek umudum 'gitme' sözünün fısıltısında..." dedi yine kendi kendine ve aniden deli cesaretyile çıktı odasından. Hızlı adımlarla bir üst kata çıktı; Searlus'un odasına. Tam kapının önünde durdu. Kararsızdı girip girmemek konusunda. Girerse ne diyecekti? Kapının tokmağını tuttu ve açmak için hamle yaptı ama olmadı, kilitliydi. Searlus'un ne derse desin açamayacağını biliyordu kapısını. Kilit açma büyüsüyle açardı kapıyı o zaman Jamie. Aniden asasının cüppesinin cebinde olduğunu hatırladı, cüppesi ise odasındaydı. Tekrar odasına dönmek istemedi. Biliyordu ki eğer dönerse şu anki tüm cesareti uçup gidecekti. Kapıyı yumrukladı hırsla. "Tanrı aşkına aç kapıyı!" Biliyordu açmayacaktı. Duyabiliyordu ya Jamie'yi o yeterdi, duyuyordu değil mi? "Madem açmayacaksın o zaman iyi dinle... Evet, iki hafta önce tüm o sözleri ben söyledim ve çekip gittim .Çekip gittim çünkü mecburdum. Gidecek kimsem ya da hiç bir yerim olmamasına aldırış etmeden gittim. Neden biliyor musun? Senin her defasında içinde daha büyük kuşkular barındıran bakışların yüzünden. Şüphelerin ve egoistliğin yüzünden. Hep kendi acılarından ve benim kalbimin sertliğinden bahsettin. Halbuki daha en başında anlatmıştım sana nasıl bir yapım olduğunu ve sevgi kelimesinin bende uzak bir kavram olduğunu. Yine de sevdim seni... Peki ya ben? Bana ne oldu biliyor musun? Benim acılarımdan hiç haberin oldu mu?" Sesinde öyle bir öfke vardı ki üzüntüsü bile gölgede kaldı. Gözlerindeki kuru yaşlar parıldıyordu ve Jamie hiç bir şeye aldırmadan ahykırmaya devam ediyordu. "Senin karşında güçlü olmaya çalıştım hep. Kimseye eğilmedi asi başım, hiç bir sevgiliye... Eğemem, eğmemeliyim... Gün geldi ağladım gün geldi geceyle gündüzü ayıramaz oldum ama asla belli etmedim bunu sana. Gecenin karanlığında hayallerime sarılıp yattım ağlak gözlerimle. Kimse görmedi gözyaşımı... Kimse bilmedi... Yüreğim, kar beyaz soğuklara terkedilmişti ama inat bu ya senin aşkınla hala sımsıcaktı. Söyle şimdi, gitmeyip ne yapacaktım? Senden ve Sarah'tan başka kimsem yoktu, tüm ailem sizdiniz ama gitmeliydim çünkü artık bıkmıştım o bakışlardan." Derin derin soludu ve tekrar kapıyı yumrukladı. "Ve şimdi... Sana o kadar uzun zaman bazı şeyleri anlatmaya çalıştım ki. Bir yerlerde sabrım taşacaktı.
Yüreğimde senden başka hiçbir sevgiye yer vermemiş ve bir başkasına dönüp güzel bile dememişken. Senin bu anlamsız kararsızlığına. Kanaat getirmek çok zor hele sen uzaklara doğru giderken usul usul. Yapılacak hiç bir şey yok. En azından benim için en azından senin için. Yada var ama yerini bilmediğim adını duymadığım bir sahte cennette.

Seni zaman zaman anlamaya çalışıyorum. Ama anlamak mümkün değil çünkü zaten anlam veremediğim o karamsarlığını, anlayamadım henüz. Bazen seni kaybetmek değil kaybetmeyi düşünmek geçmezken aklımdan. Bazense... Sorma... senin uzaklara gitme ihtimalini de kabullenemiyorum. Aslında biraz ihtimalden öte bir durum bu...Sadece nefert ediyorum diye haykırmak istiyorum, ama yapamıyorum..." Söyleyecekleri bittiğinde derin bir nefes aldı. Rahatlamıştı ve içi huzur doluydu. Kapıyı son bir kez çaldı Searlus'un tüm söylediklerini duymasını umarken.

Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Searlus Gaius L'Ombre

Searlus Gaius L'Ombre


Erkek Mesaj Sayısı : 351
Yaş : 38
Rp Partneri : Ashley Tisdale
Mücadelede Tarafı : Nickimin sonuna bak çok merak ettiysen yavrucuğum -_-'
En Belirgin Özelliği : Mezun
Kayıt tarihi : 18/12/07

Veda Empty
MesajKonu: Geri: Veda   Veda Icon_minitimeSalı Ocak 08, 2008 12:29 am

Yatak kadar yumuşaktı
ki iyice içine gömülmüştü yatağın. Gözlerini sıkı sıkı yummuş sakinleşmeye
çalışıyordu. Az önce neredeyse şakır şakır akma raddesine gelmiş olan
gözyaşlarını gene ve son anda durdurmuştu. Gözlerini açtı ve tavanda süzülen
incecik ayışığına baktı. Odsının ışıklarını yakmayı aklına getirmemişti hiç
böylece gecenin karanlığı odayı ele geçirmişti. Soğuk ve melodramatik
ışıltıların odanın tavanında nazlı nazlı sallanması aklına bir şey getirmişti.
Uzandığı yerde doğruldu ve pencereden dışarıya baktı. O an kapıya aniden
vurulduğunu duydu. ''Beni...''
diye söze başlamıştı ama onu kovmak, onu terslemek yerine onu dinlemeye karar
verdi. Sözlerine başlamıştı eski sevgilisi ama hala biricik aşkı olan kız.
Sesini daha iyi duyabilmek için ayağa kalktı ve kapıya yaklaştı sessiz
adımlarla. Bir süre sonra kulaını ve ellerinden birini kapıya dayamı onu
dinlemekteydi. Şüphelerden, egoistliğinden ve bakışlarından söz ediyordu. Ah
beğenmiyordu demek ki bakışını. Ashley'in beğenerek övdüğü bakışlarını hiç bir
zaman sevmemişti demek ki Jamie. Bunu boşvererek gerisini dinledi. Sevgi
kelimesinin ona uzak olduğunu söylediği kısmı ona gaip gelmemişti açıkçası.
Sevemeyen biriydi Jamie. Asla da sevemeyecekti. Sevgiyi karşıdakine olan
nefreti ile karıştırıp duruyordu. Bu yüzden aslında aşık olduğunu iddia ettiği
Searlus'tan nefret etmişti her zaman. Bunu sesinin tonlamasından bile duyuyordu
Searlus. Karşısında güçlü olmaktan söz ediyordu. Oysa Searlus asla sevdiği
kadına boyun eğdirmeye çalışmamıştı ki. Kendisi boyun eğmişti ona. Çünkü
anlamıştı Jamie'nin kendini bu şekilde güvende hissettiğini. Ona tükendiğini
hissettiği son zamanlar dışında hiç bir zaman da aşık ve hayranlık dolu
bakıştan başka bir bakışla bakmamıştı. Ona karşı en ufak direnç göstermemiş bir
istekte bulunmamıştı. Oysa Jamie ısrarla son anlarını görmekte ısrar ediyordu. eşke
bu sözleri edeceğine gözlerini oymakla yetinseydi aşkı. Son kelimeleri
karamsarlık üzerineydi. Belki de kötü olduğunu kabul ettiği tek huyu. Ama hayatın güzel
yanını hiç görmemişti ki Searlus. Gülümsemesinde her zaman bir sahtelik, bir
burukluk olmuştu. Son anda Jamie'ye kavuştuğunda mutluluğu bulacağını umut
etmişti. Hem de tüm kalbi ile. Çünkü normalde donuk ve üzgü olan bakışları
Jamie ile yan yana gelince canlanıyor, parlıyor ve Searlus bambaşka bir haline
geliyordu. Bu durumdan memnun kalıyordu Searlus hem de çok... Ama sonunda
aşkını kabul
ettirdiğininde ve onunla çıkmaya başladığında mutsuzluğun üzerine kene gibi
yapışmış olan kaderi olduğunu anlaması çok zamanını almamıştı. Daha ilk
çıktıkları gün ona aldığı ufak bileziğe soğuk bir biçimde bakmıştı Jamie. Acaba
neyi görmüştü o bilezikte? Yoksa bu bileziğin bir gün sihirle evlilik yüzüğü
olacağından mı korkmuştu. Asla Searlus ile mutlu olamayacağını mı düşünüyordu
yoksa ardına kadar açık kapıyı sonsuza dek kapatmanın mı yanlısı değildi. Daha
dostluklarında içten ve neşeli olan tavırları çıktıklarından beri değişmişti
Jamie'nin. O zaman buna anlam verememişti ama şimdi anlyordu. Jamie boyun
eğmekten ölesiye korkuyordu. Aşkın ise boyun eğmekten ibaret olduğunu
sanıyordu. Ona göre ya karşıdaki boyun eğecekti ya da kendisi. Bunun iki
tarafın da dik bir başla taşıyabileceği bir şey olduğunu anlamamıştı asla.
Belki de Searlus'a onu çeken de buydu. Searlus tam da boyun eğdirebileceği,
dizginlerini eline alabileceği biriydi. Bunu düşününce aniden içinde çılgına
bir arzu elirdi Searlus'un. Kapıyı açıp onu içeri almak. Onu kollarına alıp
otoritesini artık hiç bir itiraz olmadan kabul
ettiğini ve bir gün Jamie onu öldürmeye karar verinceye değin her türlü
işkencesine bile itiraz etmeyeceğine yeminler etmek istiyordu. Kollarını bu
istekle birbirine doladı. Sonra da onu doyasıya, çılgınca öpmek istiyordu bir
daha ayrılmayacaklarmış gibi. Yavaşça olduğu yerde doğruldu. Artık kapıdan
konuşma sesi gelmiyordu onun yerine bir vuruş sesi geldi. Biraz tereddüt eti.
Kapıyı açınca ne olacaktı? Ya düşündüğünü yaparsa? Ama yapamazdı bunu. Rose
salt tutkusu uğruna rezilce birine bağlı, birinin kölesi olmuş bir ağabey ister
miydi? Sanmıyordu. Başını dik tutmalıydı. Zaten artık sevgilisi değildi Jamie.
Kapıyı açtı. Gayet sakin görünüyordu. ''Üzgünüm.''
diye başladı. ''Bakışlarımda şüphe olduğunu
bilmiyordum. Aslına bakasan senden ve sevginden hiç şüphe etmedim ki son
zamanlara kadar. Beni sevdiğini sanıyordum
hep. Buna çocukça inanıyordum biliyor musun? Sadece üzgündüm. Hatırlarsan bir
zamanlar çok yakındık bana karşı çok iyi ve sıcak davanıyordun. Kendimi cennete
düşmüş bir yalnız ruh gibi hissediyordum. Ama çıkmaya başladığımızdan ber
eskisi gibi olmadın hiç. Birden uzaklaştın, soğudun bana karşı. Bunun nedenini
hep merak ettim. Bu bilinmezden korkmam şüphe gibi yansımış olabilir.''

Aşkını bileğinden yakaladı. ''İçeri gel. Şunu
denemen lazım.''
Ayın ipeksi ışığının onun aklına getirdiği şeyi
unutmadınız değil mi? İçeri girerken bir ışık yaktı sihirli bir lambaya ufak
bir şekilde dokunarak. O lamba da diğerlerini harekete geçirdi. Odanın diğer
ucuna kadar sürükledi onu yavaşça. İşlemeli, çeşitli taşlarla süslenmiş, koyu
yeşil boyalı, tahtadan bir sandığın önündeydiler şimdi. ''Bu sandıktan aslında nefret ediyorum. Ben daha beş yaşındayken
Fransa'da onun odasının kilidini küçük büyücülerin hep sahip olduğu kontrolsuz
bir büyü ile açmıştım. Sonra bu sandığın kapağını kaldırmış ve ne varsa ortaya
dökmüştüm. Annem ben yakaldığında çok öfkelendi. Beni
kafamdan tutup sandığın kenarıan çarptı. Nasıl acıdığını hala anımsıyorum.
Sonra beni sandığa tıktı ve ben korkudan bayılıncaya değin içinde tuttu.''

Gözleri uzaklara dalmıştı. Buanesinin ona yaptıklarından sadece biriydi. Rose
şahit olmamıştı çok şükür ama annesi gerçekten ilginç derecede sinirli ve
çılgın biriydi. Yüzünde belli belirsiz bir tebessüm vardı içindekini dökmenin
verdiği huzurun etkisi ile. Kaşları hafifçe kalkmıştı. ''Neyse.
Ben seni bunun için getirmedim.''
Sandığa iyice yaklaştı ve eğildi. Yavaşça
dokundu şekillerin üstüne. Bu sandık yalnızca Madeleine'nin dokunuşuyla
açılıyordu ve onun kanının geçtiği Searlus'un da. İçinde ışıl ışıl parılayan
beyazlık vardı. ''Annemin gelinliği. Ondan her ne
kadar nefret etsem de, ondan korksam da onu severdim hep. Bir gün evleneceğim
kişiye bunu giydirerek anısını yaşatmak istemiştim.''
Sonra sustu.
Kaşları aniden çatılmıştı. Evlenmeyi hayal ettiği kadının da annesi gibi
kızdığı zaman ona işkence ettiğini-fiziksel olmasa da bunu ruhsal yönden
yapıyordu Jamie- o an anlamıştı. O farkında olmadan annesini seçmişti işte.
Aşık olacağı kadında annesindeki çılgınlığı, acımasızlığı görmüştü. İşte o an
yüzünde alaycı bir tebessüm belirginleşti. ''Ama
artık böyle bir hayalim yok. Annemi severdim ondan korktuğum için belki de.
Belki de sevdiğim için korkardım. Bunların önemi kalmadı artık. Madelaine artık
bir ölü. Yani ondan korkmam için bir sebep kalmadı. Bu yüzden bu gelinliği daha
hakkı olan adi bir kandırmaca görevinde kullanacağım. Ashley ile bedeninin
uyduğunu düşündüğümden senin denemeni istiyorum sakıncası yoksa. Ne de olsa
engelleyeceğiniz bir evlilik numarası olacak. Senin için sorun olmaz değil
mi?''
Sandığa elini uzattı ve yıllara rağmen bembeyaz parlayan gelinliği
çıkardı sandıktan. Sonra doğruldu olduğu yerde. Jamie'nin kollarına koydu. ''Eğer
şuradaki giyinme perdesi seni kesmeycekse odadan çıkabilirim bir süreliğine.''

Gözlerini Jamie'nn masmavi gözlerine dikmişti. Sanki ona karşı içinden sıcak
bir şeyler akıyordu. Ona olan aşkın rengini ve kafasında oluşturduğu imajı
sonunda çözmüştü. Bunu da sahte olacağı zannedilen bir evlilik sayesinde
başarıyordu. Ah zavallı Jamie. Ona boyun eğecek tek kişi artık ondan sonsuza
değin kopacaktı.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Euriel Jamie d'Estaign

Euriel Jamie d'Estaign


Kadın Mesaj Sayısı : 263
Rp Partneri : Evde kaljam banane kıs kurusu olup kaljam ^^
Mücadelede Tarafı : d'Estaign
En Belirgin Özelliği : Mezun oldum YupYup^^
Kayıt tarihi : 18/12/07

Veda Empty
MesajKonu: Geri: Veda   Veda Icon_minitimeSalı Ocak 08, 2008 11:23 pm

Searlus'un kendisini kolundan tutup odanın içine çekiştirmesine izin verdi kendisinden nefert ederek. Neler düşünüyordu üstelik?! Searlus'un onu tekrar kollarına alacağını, sarılacağını ve yine Jamie'ye güvende olduğunu hissettiren tanıdık kokusunu içine çekeceğini... İçeriye girdiğinde Searlus'un ona oldukça yabancı kalmış odasına baktı şöyle bir. Bu oda Jamie'ye oldukça yabancıydı çünkü genç kadın bu odaya gelmeyi pek sevmezdi. Zaten Searlus geliyordu genelde Jamie'nin odasına. Jamie ise topu topuna en fazla üç defa gelmişti buraa Büyük bir aptallıkla Searlus'la tekrar birlikte olabileceklerini düşünmüştü fakat hem bu düşünceyi aklından çıkarması gerekiyordu, asla gururuna yediremezdi, hem de tahta bir sandığın yanına geldiklerinde ve Searlus sözlerine başladığında bunun artık imkansız olduğu gerçeği şimşek gibi çakmıştı beyninde. Searlus annesinden bahsederken onun ilk defa ailesinden bahsettiğini fark etti. Aslında ailesinden değil de annesinden... Hoş, Jamie de bahsetmemişti hiç ailesinden. Aile kavramı ona çok uzaktı ve bu konu açıldığında ya ortamdan uzaklaşır ya da konuyu değiştirirdi. Sandıktan çıkan gelinlik kucağına konulduğunda Kaşlarıyla birlikte dudakları da gerilmişti. Demek Ashley için denemesini istiyordu Jamie'den. Gelinliğe baktı önce ve ardından Searlus'a. Şu anda onu öyle çok arzuluyordu ki... Gelinliği deneme işi ise, istemiyordu. Hele Ashley için... Yine de hayır diyemedi. "Nasıl olsa eski sevgilini giyinirken gözetleyecek kadar aşağılık ve sapık ruhlu olamazsın." dedi iğneleyici bir biçimde 'eski' kelimesinin üstüne basa basa ve giyinme perdesinin arkasına geçti. Neden deneyemem dememişti ki? Üstelik Ashley'le bedenleri aynı değildi. Ash daha çıtıpıtıydı. Jamie ise yaşıtı bir çok cadıya göre uzun sayılırdı ve daha narindi. Üzerindekileri tek tek, acele etmeden çıkarttı ve hayatı boyunca ilk defa kıyafetlerini katladı, sanki çok lazımmış gibi. İç çamaşırlarıyla kaldığında bir an gelinliği eline aldı ve giyip giymemekte tereddüt etti. Sevmezdi gelinlikleri, gelinleri ve düğünleri. Evliliğe dair hiç bir şeyi sevmezdi. Yalandı evlilik, büyük bir kandırmacaydı. Yeminler edilmesine rağmen ufacık bir sorunda taraflardan biri pes ediyor ve kaçıp gidiyordu, tıpkı annesinin yaptığı gibi. Gözleri kısıldı gelinliğe bakarken ve kısık ama Searlus tarafından duyulabilecek bir ses tonuyla başladı konuşmaya. "Baskına gelmeyeceğim, görevden alındım ve gelemem için bir sebep yok." Derin bir nefes aldı. "Haklısın,çıkmaya başladıktan sonra kabuğuma çekildim Gaius." Ona Gaius diyordu çünkü hala kızgındı belli etmese de. "Annem, ben henüz altı yaşında sevgiye muhtaç küçücük bir cadıyken kaçtı. On yaşımdayken babam onun peinden gitmeye karar verdi. Onüç yaşımda yanında kaldığım teyzem öldü ve ben annemin esas kaçma sebebimin babam olduğunu öğrendim.Ona zorbaca davranıyormuş, ben hiç şahit olmadım ama büyükbabam bile bunu söyledi. Onyedi yaşımda ise geriye kalan tek yakınımı, büyükbabamı kaybettim." Yutkundu. Konuşurken gelinliği de giymişti fakat hemen arkasındaki fermuarı kapatmamıştı. Beceremediği için değil, nasıl olsa hemen çıkaracaktı, gerek yoktu. Perdenin arkasından önce başını çıkarttı hafifçe, bu esnada da devam etti. "Seninle de tam onyedi yaşımda tanıştım. İtalya'dan anayurduma döndüğüm zaman... Bizi Robert mı tanıştırmıştı yoksa Freulein mi?" dedi hatırlamıyormuşçasına perdenin arkasından tamamen çıktığında. Searlus'un gözlerinin tam içine baktı her zamanki gibi ve ilk defa kuşkuyu göremedi. Yavaş adımlarla ilerlerken aniden hatırlamış gibi yaptı ve kaşlarını büzüştürdü acı bir gülümsemeyle birlikte "Ah! Robert tanıştırmıştı! Ve ondokuzuncu yaş günümde çıkmaya başlamıştık." Artık boy aynasının karşısında druyordu ve Searlus tam arkasındaydı. Aynadan ikisi de görünüyordu. Kendisine baktı Jamie, gelinlikle nasıl olmuştu? Büyüleyici? Harika? Kelimelere anlamsız kalıyordu aslında onun şu anki güzelliği karşısında fakat Jamie kendisini pekte farklı görmedi, aksine çirkin olduğunu bile söyleyebilirdi. "Dertleşecek birilerine ihtiyacım vardı. Beni dinleyecek birilerine, hatalarımı gösterebileceğim, kusurlarımı rahatlıkla anlatabileceğim ve günah çıkarabileceğim bir dosta... İşte tam o esnada sen çıktın. Çıkmaya başladığımız güne kadar harikaydı çünkü kusursuz bir dosttun. Fakat sevgili olduktan sonra işler değişir Sea... Sana hatalarımı gösteremez, kusurlarımı anlatamaz ve işlediğim günahlardan bahsedemezdim. Aslına bakarsan sen de diğerleri gibiydin, diğer erkekler ya da ben öyle sanmıştım." Neler saçmalıyordu? Sustu ve açık omuzlarına baktı. O esnada Sea Jamie'ye doğru bir hamle yaptı ve onun elini sırtında hissetti Jamie. Bu titremesine neden oldu. Korkuyordu basbayağı. Searlus ise sadece fermuarı çekmişti. Tekrar baktı Jamie kendine. Gelinlik tam bedenine göreydi, sanki onun için dikilmiş gibi. Ve şimdi daha güzel görüyordu kendisini Jamie. Yutkundu. Büyükbabası sürekli annesine çok benzediğini söylerdi. Jamie ise korkuyordu, annesinden sadece güzelliğini değil, aynı zamanda aynı kaderi de almış olmaktan korkuyordu. Annesi gibi boyun eğmekten ve daha sonra dayanamayarak kaçmaktan, sonsuza kadar saklanmaktan korkuyordu. Bağlılıktan korkuyordu, erkeklerden korkuyordu. Bu akıl yürütme, Jamie'nin zaten sık sık daralan yüreğine yeni sıkıntılar ekledi. İlk erkek arkadaşı Mauritz'ten başlayarak birlikte olduğu tüm erkekleri ve bunun anlamsızlığını düşündü. Kendisini kullanılmış ve yıpratılmış hissediyordu.Sea'dan önce hayatında birçok kişi olmuştu, bunların hepsini ona da anlatmıştı dost oldukları dönemde. Searlus'un o zamanlar kendisine olan ilgisini bilmediği için her türlü ilişkisini ona anlatır, tatlı günahlarından bahsederdi ona. Çevresindeki erkekler sevgi kavarmından uzaktı. Zaten sevgisiz bir aileden gelen Jamie sevgiyi onlarda ararken iyice uçurumun kenarına yaklaşmıştı. Ve işin kötüsü bu ortamda uzun yıllar aşık olamamış, kupkuru yaşamıştı. Son zamanlarda her yerde aşk adı geçilen şeyler satılırken, herkes aşkla oturup aşkla kalkarken kendisi bu duygunun yanına bile yaklaşamamıştı. Galiba kendi kuşağındaki herkes böyleydi. Çıplaklık ve mahremiyetin ortadan kalkışı aşkı da bitirmişti. Belki de kendisinin hiç tatmadığı aile kavramı bütün bunların yerine geçen tılsımlı bir merhemdi, kimbilir! Fakat Searlus, onunla tanışınca içinde tanıdık fakat bir o kadar da yabancı bir duygu hissetmişti. Ömründe ilk kez hissettiği 'yumuşak' duygulara şaşıp kalmıştı. Aynadaki yansımasına baktıktan sonra uzun uzun aniden arkasını döndü Searlus'a ve onasanki ilk defa görüyormuşçasına baktı. Ah! Şimdi ona sarılarak yatmayı, burnunu boynuna dayamayı, kokusunu içine çekmeyi o kadar çok istiyordu ki... "G-Gaius..." dedi inilitili bir sesle, dudağını ısırdı utançla ve ona bir adım yaklaştı. Göğsü nefes alıp veriş hızından dolayı bir yükselip bir alçalırken afakanlar bastığını hissetti. Ne yapıyrdu böyle? Ne kadar da zayıftı. Bir adım daha attı ve şimdi tam karşısındaydı onun. Başını hafifçe kaldırdı ve çatık kaşlarının altındaki mavi parlak gözlerini onunkilere dikti.Nefret ediyordu ondan... Etmeliydi...
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Searlus Gaius L'Ombre

Searlus Gaius L'Ombre


Erkek Mesaj Sayısı : 351
Yaş : 38
Rp Partneri : Ashley Tisdale
Mücadelede Tarafı : Nickimin sonuna bak çok merak ettiysen yavrucuğum -_-'
En Belirgin Özelliği : Mezun
Kayıt tarihi : 18/12/07

Veda Empty
MesajKonu: Geri: Veda   Veda Icon_minitimeC.tesi Ocak 12, 2008 10:01 pm

Gelinliği elinden almıştı kalbinin tek sahibi olarak kalacak gibi görünen kız. Bir an onun gelinliği parçalamak istediğini düşündü. Narin ellerince yırtacak ve yırtacaktı gelinliği. Tıpkı birçok defa yaptığı gibi... Evlilikten hazzetmediğini biliyordu onun. Ama evlilik söz konusu olduğunda normalde evliliği katiyen düşünmeyen biri sadece ilgisiz kalırdı. Ama Jamie her zaman şiddetle kınamıştı bu tür konuları. Searlus ilk başta onun kişisel meselesi olduğunu düşünse de giderek suçu kendinde aramaya başlamıştı. Acaba Jamie için yeterince iyi değil miydi? Yetmiyor muydu ona? Yoksa zaten hiç bir zaman onun için en ufak şekilde iyi olmamış mıydı? Bu sorular son günlerde kafasında fazla dolanmaya başlamıştı. Kız kardeşini seviyordu. Onu küçük kardeşten çok kızı gibi görüyordu. Ama gene de kendi kızı gibi olamazdı o bile. Bunu giderek daha çok istiyordu. Ve ilişkinin başından beri karamsar olan yapısı giderek daha da ağırlaşıyor ve hastalıklı bir hal alıyordu. Jamie perdenin arkasına gidip giysilerini perdenin üstüne atmaya başladığında arkasını döndü. Yatağına bakıyordu şimdi direk. Gözlerini atlastan, gri yorganın dikişlerine dikmişti. Diğer yandan onun eski sevgili ve sapıklıkla ilgili sözlerini düşünüyordu. Annesini getirmişti bu sözleri aklına. Ne kadar da benziyorlardı hayret. Annesi şöminenin yanındaki sallanan sandalyede oturmuş Rose'u kollarında sallayarak gazını çıkartmaya çalışırken, kendisini yan oturduğu sandalyenin kol kısmındaki boşluklardan bacağını sarkıtarak izleyen oğluna iğneleyici bir bakış atmıştı. Şöminenin ışıkları, loş odada annesinin hafifçe dağılmış kıvırcık saçlarında tehdit edici bir oyun oynuyordu. Bunu izlemek Searlus'u hem korkutur hem de onun hoşuna giderdi. Korkuturdu çünkü annesinin ne zaman ne yapacağı belli olmazdı. Severdi çünkü bebeği kucağına almış anne figürü asla ulaşamayacağı bir idealin, mutluluğun simgesiydi. ''Siz erkekler.'' diye söze başlardı annesi. ''Hepiniz iradesiz aptallarsınız. En ufak bir işve, cilve görmeyegörün anında ağzınızdan salyalar akarak peşinden dolanırsınız en basit kadınların bile.'' Sonra kardeşini omzuna yatırmış ve sırtını ovalamaya başlamıştı. İçi gitmişti Searlus'un. ''Sonra da aynı hevesi eserlerinize bakmakta göstermezsiniz. Sen de baban da aynısınız. Fiziksel olarak bana benziyor olman bunu değiştirmeyecek.'' sesinde apaçık bir kin olurdu. Oysa Searlus ne yapmıştı ki? Hiç bir zaman annesinin dediklerinden çıkmaz hatta o demese bile onun hoşlanacağını düşündüğü şeyler yaparak az da olsa kendini sevdirmeye çalışırdı. Ama nafileydi onu seven kimse yoktu. Babası bile ortalıklarda görünmezdi ki. Rose'un kız olarak doğduğu için şanslı olduğunu düşünürdü hep. Ancak sonraları asıl şanssızlığının annesinin Madelaine olması olduğunu anlamıştı. Ancak bu gene de hissettiği aşağılık kompleksinden kurtulmasına yardımcı olmamıştı.

Ve şimdi. Jamie baskına gelmeyeceğini görevden alındığını söylüyordu. ''Yanılıyorsun.'' dedi yarım ağızla. ''Sadece benle evlenme provası kısmından alındın. Eragon gene de seni yanında isteyecektir gelmezsen gerçekten kızabilir.'' Sonra omzunu silkti. Çok da umurunda değildi Eragon'un kızıp kızmaması. O ölüm yiyen olmayı hiç istememişti ki. Sadece Jamie'nin izinden gitmişti o kadar. Sonra onun konuşarak kendisine açıklama yapmasını dinledi. Kendisine Gaius diyordu Jamie. Demek kızgındı hala. Artık hep böyle olacaktı demek ki. Searlus onun kızgınlığını geçirecek herhangi bir şey yapmayacak daha da beter kızdıracaktı işte. Asla da ondan kendisine diğer adı ile hitap ettiğini duyamayacaktı. Derken Jamie perdenin arkasından çıktı. Ardından gözlerinin içine bakmaya başladı bir şeyler hatırlamaya çalışır gibi bir ifade ile. Searlus'un gözlerinde dalgın bir ifade vardı. İlk tanıştıkları anı anımsamak böyle bir etki yapıyordu. ''Yo Fraulein de oradaydı.'' dedi kısık bir sesle. ''Onlar evlilerdi bir birinden asla ayrılmazlardı bir dakika bile. Tek başına tanıştırmak gibi şansı olmadı ki Robert'ın.'' Gelinliğin gerçekten farkına varınca bu dalgınlığından sıyrılmıştı. Jamie'nin vücudunu saran narin gelinlik sanki onu daha da farklı bir hale getimişti. Ona daha büyük bir hayranlık beslediğini hissetti. Zaten mükemmel olan varlık daha da mükemmelleşmişti. Ancak Jamie arkasını döndüğünde bu etkiden bir süreliğine kurtuldu. ''Önemi yok. Almanlar... Onlar çok sinir bozucuydu. Fransa'da Almanca ile anlaşmaya çalışıyordu bizimle. Tamam, çok iyi almanca bilirim ama gene de...'' sözlerini kısa kesti. Jamie'yi kızdırmak istemiyordu. Zaten o da kendine aynada bir süre baktıktan sonra konuşmaya başlamıştı. Geçmişte çok iyi dost olduklarından söz ediyordu. Sevgili olmanınsa bir dezavantaj olduğundan... Jamie susunca ona doğru iki adım attı Searlus ve kendini çekmesine fırsat vermeden fermuarını çekti. Parmaklarının ucunda ürkek, yaralı bir kuş çırpınmıştı sanki. Ama dokunduğu şey bir tendi. Hem de pürüzsüz onu baştan çıkarak denli güzel bir tendi. Nefes alışını kontrol edememeye başladı. Düşünceli görünüyordu aşkı, uzaklara, çok uzaklara dalmıştı. Aynadaki yansımadan ona doğru baktı. Tam bedenine göre olması kıyafetin onu şaştırmamıştı. Ashley giydiğinde onun da tam bedenine göre olacaktı. Annesi, babasının ölümünden sonra ilk defa ona karşı iyi olduğunda evlendiği gün zayıflama ya da şişmanlama olasılığına karşın gelinliği nasıl büyülettiğini anlatmıştı. Sadece büyünün hala çalşıp çalışmadığına bakman için giydirmişti gelinliği ona. Ama şimdi sanki kur yapıyormuş gibi olmuştu ona. Jamie ondan nefret edecekti hemd e şimdi ettiğinden daha fazla. Nispet yaptığını sanacaktı ondan intikam için. Öyle yapmak istemediğini, eğer yanlış anladıysa gerçekten üzgün olduğunu söylemek için aralandı dudaklarını ama sözcükler dudaklarında dondu. Jamie direk yüzüne bakıyordu şimdi. Sanki vahşi bir hayvanın hırıltısını duymuş gibi kaskatı kalakalmıştı orada. Ne yapacağını bilemiyordu. Düşünmeye çalışıyordu ama bunu yapamıyordu. Annesinin sözleri geldi aklına ''İradesizsin işte. Her zaman öyle kalacaksın.'' Ürperdi hafifçe. Ancak Jamie ona doğru iyice yaklaşmıştı. Ama yaklaşırken nefretini vurgulayan ismi söylemişti. Terden sırılsıklam olmuştu sırtı ve üşümeye başlamıştı. Hele ki bu son sözü onun daha da ürkmesine sebep olmuştu. Ne yapacaktı şimdi? Annesi gibi onu canını çıkarana kadar hırpalayacak mıydı? Sonra da haykıracaktı değil mi? Sen de diğerleri gibisin diyecekti. Ayaklar altında ezilmeyi hak ettiğini söyleyecekti ve kafasını duvara vuracaktı bayıltana kadar. Yoksa öldürmeye mi karar vermişti artık. Jamie ona bir adım daha atmıştı çok geçmeden. Gözlerini kendi gözlerine dikmişti. Onun hırsla aldığı solukları duyuyordu. Searlus hafifçe titremeye başlamıştı. Lütfen yapma beni Rosa'a bağışla, diye düşündü. Kahverengi gözleri korku dolu bir ifade ile iyice irileşmişti. İyice stres altındaydı şimdi. Ancak aklına bir kez olsun asasına uzanmak gelmedi. Büyücü olduğunu bile unutmuştu. O an bir şey farketti. Hizmet ettiği ve lordu olarak gördüğü Eragon değil, Jamie idi. Dizlerinin bağı çözüldü aniden dizlerinin üstüne düştü. Gözleri dolu dolu olmuştu. Jamie annesi değildi belki. Ama en az onun kadar ölümcüldü. Bunu biliyordu. ''Haklısın ben de diğerleri gibiyim.'' diyebildi zorlukla ne dediğini bilmeden. Neden bu kadar sıkışmıştı ki kalbi?
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Euriel Jamie d'Estaign

Euriel Jamie d'Estaign


Kadın Mesaj Sayısı : 263
Rp Partneri : Evde kaljam banane kıs kurusu olup kaljam ^^
Mücadelede Tarafı : d'Estaign
En Belirgin Özelliği : Mezun oldum YupYup^^
Kayıt tarihi : 18/12/07

Veda Empty
MesajKonu: Geri: Veda   Veda Icon_minitimePaz Ocak 13, 2008 1:40 am



Searlus’un dizlerinin üstüne çöküp kurduğu cümle kadar hiçbir cümle canını bu kadar yakamazdı. Demek diğerleri gibi olduğunu kabul ediyordu. Hâlbuki Jamie onun daima diğerlerinden farklı olduğuna dair bir his besliyordu içinde, her ne kadar inanamasa da… Islak gözlerle başını hafifçe eğdi ve yine gözlerine baktı Searlus’un, tek aşkının. Doğru olamazdı bu, doğru değildi, şaka yağıyordu Searlus. Her şey bir şakadan ibaretti aslında. Searlus ona adice bir şaka hazırlamıştı. Biraz sonra gülerek ayağa kalkacak, Jamie’yi kollarının arasına alacak ve şaka olduğunu söyleyecekti. Jamie de ona kızacak, bağıracak, ardından yumuşayacak ve her şey eski haline dönecekti. Ama olmadı… Şaka değildi tüm bunlar ve Searlus gerçekten de diğerleri gibiydi. Jamie ile sırf zevk olsun diye, sadece tek bir şey yüzünden çıkmıştı. Tüm erkeklerin aklı fikri zaten o şeyde değil miydi? Bir adım geriledi olduğu yerden ve dudaklarını araladı hafifçe. Nefes alış ve verişlerinin düzene girmesini bekledi bir süre ama olmadı, girmedi düzene. Tıpkı hiçbir şeyin girmeyeceği gibi… “Kabul ediyorsun diğerleri gibi olduğunu.” Dedi nefret dolu bir sesle. Evet, ondan şu anda öyle çok nefret ediyordu ki, asası yanında olsaydı gözünü bile kırpmadan öldürebilirdi onu. Hayır, yapamazdı, beceremezdi birçok şeyi beceremediği gibi… “Diğerleri gibi beni hiç sevmedin aslında, sadece oyun oynuyordun ve tek amacın vardı…” Gözlerinden birkaç damla yaş süzüldü ve tekrar bir adım ileri atıp Searlus’un tam önünde durdu. Tepeden bakıyordu yine ona ama artık efendisi değildi onun, hiçbir zaman olmamıştı ki… Aksine Searlus efendisi olmuştu onun kimse bilmese de… Yenilmişti Jamie bir kez daha ve aşka şeytan karışmıştı. Olduğu yere oturdu. Tıpkı Searlus gibi fakat o dizlerinin üzerinde dururken Jamie oturuyordu. Searlus’un dolu gözlerine baktı kendi ıslak gözleriyle. Sahte gözyaşları diye düşündü. İnsan ilişkilerinde neden bu kadar yetersiz, eksikti. Galiba bu konuda herkesin bildiği, yalnız Jamie’nin bilmediği bir şey vardı. Oh! Nasılda kanmıştı ona. Onun diğerleri gibi olmadığına dair ettiği yeminler, asla üzmeyeceğine dair, gerçekten sevdiğine dair verdiği sözler, hepsi yalandı demek. Sonra aniden Searlus’un daima kendinden korktuğu geldi aklına. Evet, gözlerindeki korkuydu, şüphe değildi. Jamie’nin bir gün diğerleri gibi olduğunu anlayacağı korkusuydu. “Argghh… Senden nefret ediyorum ama sana bu kadar kolay kandığım için kendimden daha çok nefret ediyorum.” Ve bu yüzden terk etmişti Jamie’yi. Euriel bunun bir oyun olduğu gerçeğine o kadar çok yaklaşmıştı ki Searlus zavallı kız öğrenmeden önce terk etmişti onu ve kendisine hiç vakit kaybetmeden yeni birisini bulmuştu, Ashley… Ve Jamie, şu ana kadar Searlus’a yaşattığı tüm acılar için pişmanlık duymuyordu artık, çünkü hak etmişti bunu. “Eğer bunu bir başkası söyleseydi onu çoktan öldürmüştüm Gaius, hem de en acı verici şekilde… Ama seni öldüremem, karşında korunmasızım. Tüm silahlarımı indirdim sana karşı, sadece sana karşı. Ben, evet ben… Senin o güçlü, yenilmez, ölse bile sırf gururundan eğilmez bildiğin… Bu kadar zavallıyım.O acımasız, vicdansız bildiğin ben… Bu kadar çaresizim işte. O vefasız, sevgisiz bildiğin ben… O hasta, zavallı bildiğin ben; evet! Senin karşında bu kadar acizim işte. Şimdi, bu kadar zavallıyım sayende. Bu kadar yalnız, kimsesizim. Gurur duy eserinle.” Rahatladığını hissetti ve başını eğerek gelinliğin eteğine baktı. Bitmiş miydi söyleyecekleri? Hayır, henüz değil… Derin bir iç çekti, sanki Searlus’u içine çekmiş gibi. “Öyle büyük ki ağrım çaresini bulamayacak gibiyim. Bir çıkış yolu göster bana, bir teselli bir ümit ver tanrı aşkına. Hiç olmazsa şakaydı söylediklerim de. Diğerleri gibi değilim, yalnızca şaka yaptım de. Ama demezsin değil mi? Yazık ki bunu da bilirim. Bildiklerimden nefret eder oldum artık. Bilmem senin için bir şey ifade eder mi, ama benim için anlamı o kadar büyük ki… Tahmin bile demezsin.”

Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Searlus Gaius L'Ombre

Searlus Gaius L'Ombre


Erkek Mesaj Sayısı : 351
Yaş : 38
Rp Partneri : Ashley Tisdale
Mücadelede Tarafı : Nickimin sonuna bak çok merak ettiysen yavrucuğum -_-'
En Belirgin Özelliği : Mezun
Kayıt tarihi : 18/12/07

Veda Empty
MesajKonu: Geri: Veda   Veda Icon_minitimePaz Ocak 13, 2008 2:24 am

''Hayıııır!!'' başını çılgın gibi salladı. Derince nefes alıp veriyordu. Bir süre sonra durdu. Kahverengi gözleri hülyalı sayılabilecek bir ifade ile Jamie'ye bakıyordu ama onu sanki görmüyordu. Daha derinlereydi bakışları daha uzaklara. Kendini berbat hissediyordu. İçinde zehir birikmiş ve kusmaya hazırlanıyor gibiydi. Midesi bulanmaya başlamıştı. Ürpermesi ve titremesi daha beter artmıştı. ''Hayır diğerleri gibi değildim. Onlardan farklıydım. Çünkü seninleydim. Sana sahip olduğumu sanıyordum.''Gözlerini Jamie'den çekerek yere dikti. Yüzü bembeyaz olmuştu. Gözleri alevler gibi parlıyor ve iri iri açılmıştı. Olduğu yerde iki büklüm oldu. Ellerini dizlerine yakıştırmıştı. Başı hafifçe eğilmişti. Hummalı bir şekilde mırıldanır gibi ama anlaşılır bir sesle konuşmasını sürdürdü. ''Be... Ben seni uğrunda ölüme yaklaşacak kadar sevdim. Ama ölüme sadece yaklaşabildim ve kenarından dolandım evet. Korkuyorum. Sadece Rose adına değil. O... Orada karşılaşacaklarım. Bileceklerim...'' Kollarını birbirine sarmıştı. Jamie'nin ayaklarına bakıyordu. ''Beni özel yapan sendin. Senin bana bakman, bana dokunman bana ender de olsa fısıldadığın aşk sözleriydi. Bir ağacı özel yapan yapraklarıdır değil mi? Baharın güneşi ile yeşerir yaz boyu ona şatafatlı görünüm katar. Ama güz gelince hastalanır, döker yapraklarını diğerlerinden farkı olmaz. Şimdi ben güzümdeyim hayatımın sonu çabuk geldi. Az kaldı yıllarım. Sıradanım, kupkuruyum. Artık sıradan bir hayatım olacak, sıradan bir ilişkim var sevmediği belki de asla sevemeyeceğim biri ile yaşadığım. Evet bunu isteyen bendim.'' Sonra başını kaldırdı. Gözleri bir anlığına öfke dolu ifadeye büründü. Nefes alıp vermesi daha da artmıştı. Resmen tıslıyor gibiydi. Sonra o öfke kıvılcımları Jamie'nin bakışlarının altında ezildi, yumuşadı. Onun güzel mavi gözleri onu hem rahatlıkla telaşa düşürür hem de rahatlıkla sakinleştirirdi. Bu bir kaç saat içerinde her ikisini de başarıyla yapmıştı doğrusu. Tekrar konuşmaya başladığında sesini yükseltmişti. Gözlerinde gene kıvılcımlar çakıyordu. ''Peki söyle! Bunun nedenini sordun mu peki? Neden senin o lanet olası kuşkundu seni sersem!'' Derin nefes aldı. Gözlerini gene yere dikti. İlk defa ona sert bir söz söylüyordu. Ve bu pek de hoşuna gitmemişti. Gözlerinden yaşlar damlamaya başlamıştı. Buna engel olamıyordu. Zaten engel de olmaya çalışmıyordu. Onu gören tek kişi Jamie'ydi o da ne yaptığını biliyordu zaten. Bunun için de kendisi ile gurur duyuyor olmalıydı. ''Senin ettirdiğin o eziyet gibi gelen yeminler! Bana asla güvenmeyen sendin. Benim tüm korkum tüm kuşkum artık özel olmadığımı düşünüp beni bırakıp gitmendi. O bakışlarım senin kuşkunun yansımasıydı. Sevgi, aşk güvendir. Ben sana güvendim. Ama sen asla güvenmedin. Sevmediğini düşündüm seviyormuşsun tamam ama neye yarar ki bu sevgi sözde kalmış sevgilerle bir. Ölü ve dirilmeyecek bir şey oldu.'' Öne doğru eğildi. Ayaklarına doğru uzattı ellerini ve Jamie'nin narin bileklerini kavradı. ''Şimdi bana dön derdim. Belki kabul ederdin belki etmezdin. Ama yarın ne olacak? Sen gene bana asla güvenmeyeceksin bana yeminler ettireceksin benim özel olmamı bekleyeceksin. Ben özel değilim işte. Sokakta rastlayabileceğin herhangi bir adam gibiyim. Onlardan tek bir farkım vardı o da sadece sana olan aşkımdı anlasana.'' Sonra ellerini çekti o bileklerden. Bulunduğu yerde dikildi ve yere oturdu. Kaşları çatılmıştı. Gözyaşları durmuştu ama yüzü hala ıslaktı. Cübbesinden asasını çıkardı ve Jamie'nin ayağının dibine koydu. Gözlerini yerden kaldırdı. Az önceki konuşmalarına oranla sesi daha sakin çıkmıştı. Sanki bıkkın gibiydi. ''Ah şaka yapmıyorum. Evet, seni kaybetmemek için sana yalan söyledim sana. Özel olmak hiçbir zaman bana kısmet olmadı. Seni hak etmiyorum işte tamam mı? Bunu kabul ediyorum artık yemin ettirmene kuşku içinde kıvranmana gerek yok zaten ayrıldık da. İstiyorsan beni öldürebilirsin de. İtersen delirtene kadar da crucio laneti uygularsın. Umurumda değil artık benim hayatımı da senin hayatını da beraber mahvettik kendimizle guru duymalıyız. Ayrıca sana gelecekteki 'özel' sevgilinle büyük mutluluklar dilerim.'' Aniden sustu. Bir süreliğine sessizlik oldu. Sonra dizlerinden birini kaldırarak yavaşça ayağa kalktı. Sandığa doğru yürüdü ve dokunarak onu kapattı. Jamie'ye bakmadan sözlerine başladı. ''Eğer beni öldürmeye niyetin yoksa şimdi gidebilirsin bu odadan. Gelinlik de istersen sende kalsın bulması zor değil. Tıpkı benim gibi sıradan bir tane gelinlik giyer Ashley. Daha iyi olur. Daha uyumlu...'' Sakinleşmiş miydi? Sanmıyordu. Bugün yeterince ruh sıkıntısı geçirmişti. Artık uzun süre kimse ile konuşmak istemiyor sadece uyumak istiyordu.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Shaina Twain
1.Sınıf Slytherin Öğrencisi
 1.Sınıf Slytherin Öğrencisi
Shaina Twain


Kadın Mesaj Sayısı : 107
Yaş : 31
Rp Partneri : A.r.A.n.I.y.O.r....
Kayıt tarihi : 22/12/07

Veda Empty
MesajKonu: Geri: Veda   Veda Icon_minitimePaz Ocak 13, 2008 1:23 pm

Shaina yı hiç bilmediği bir güç buraya itiyordu. Shaina L'ombre malikanesine geldi. Zİli çaldı . kapının açılmasını bekliyordu. Searlusu arkadaş olaarak çok seviyordu. Onu galiba özlediği için gelmişti. Ayrıca yalnızlığa lanet okuyordu. Yalnızlığını gidermek içinde buraya gelmiş olabilirdi... Shaina derin düşünceler içindeyken kapıyı cinler açtı ve onu salonda bekletmeye başladılar. Shaina Searlusun gelmesini merakla bekliyordu...
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Euriel Jamie d'Estaign

Euriel Jamie d'Estaign


Kadın Mesaj Sayısı : 263
Rp Partneri : Evde kaljam banane kıs kurusu olup kaljam ^^
Mücadelede Tarafı : d'Estaign
En Belirgin Özelliği : Mezun oldum YupYup^^
Kayıt tarihi : 18/12/07

Veda Empty
MesajKonu: Geri: Veda   Veda Icon_minitimePaz Ocak 13, 2008 1:51 pm

Neler diyordu Searlus? Bunları duyacağına ölseydi daha iyiydi Jamie. Önüne bırakılan asayı aldı yavaşça ve ayağa kalktı. Ağlamıyordu artık, ağlamayacaktı. Herkes için, kendi için bile sıradan ama kendisi için özel olan bu genç adam karşısında. Onu öldürmek istiyordu ama yapamazdı. Bunun yerine işkence edebilirdi ona. Sonra da karşısına geçip zevkle izlerdi. Böylece Jamie'ye çektirdiklerinin defalarca ve defalarca intikamını alırdı. Elini kaldırdı ve Searlus'u hedefledi. Dudaklarını araladı hafifçe laneti haykırmak için ama tam o anda beklenmeyen bir şey oldu. Kapı çaldı ve Jamie aklındakini uygulayamadı. Kim cüret etmişti ki bu saatte gelemyi buraya? Öfkeyle iç çekti. Büyük ihtimalle Searlus'ta rahatlamıştı. Yine de kurtulamayacktı. Tamam, işkence işini şimdilik daha sonraya saklıyordu ama şimdi... "Levicorpus" dye haykırdı ve Searlus tavana asıldı görünmez iplerle.Yüzünde çarpık bir gülümseme belirdi Jamie'nin ve asayı yatağın üzerine fırlattı. Ardından da kıyafetlerini alarak kapıya yöneldi ve çıkmadan önce son bir kez baktı Searlus'a. "Gelinliğin bende kalabilmesine çok sevindim. Büyük bir zevkle parçalayacağım." Çıkıp gittikten sonra önce odasına uğramayı düşündü üstünü değiştirmek için ama vazgeçti anında. Kimin geldiğini merak ediyordu. Bir hışımla indi aşağıya, salona. Ev cinleri misafirlerini çoktan içeri almışlardı. "Shaina!" dedi şaşkın bir şekilde. Searlus'u görmeye geldiğinden adı gibi emindi. Ardından kızın üstündeki gelinliğe baktığını fark ettin ya da Jamie'ye öyle gelmişti. "Aa... Şey.. Hoşgeldin ufaklık. Searlus odasında, birazdan aşağıya iner. Küçük bir işi var da.." Son sözleri alaycı bir tonda söylemişti. Ev cinine döndü hışımla. "Shaina'ya neden bir şeyler ikram etmediniz." Ardından tekrar kıza döndü. "Eee, nasılsın?"
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Shaina Twain
1.Sınıf Slytherin Öğrencisi
 1.Sınıf Slytherin Öğrencisi
Shaina Twain


Kadın Mesaj Sayısı : 107
Yaş : 31
Rp Partneri : A.r.A.n.I.y.O.r....
Kayıt tarihi : 22/12/07

Veda Empty
MesajKonu: Geri: Veda   Veda Icon_minitimePaz Ocak 13, 2008 2:00 pm

Shaina Jamie ile önceden fazla konuşmamıştı. Onu fazla tanımıyordu. Ama iyi birine benziyordu. Elindeki gelinliğin anlamını anlayamadı. Ve Searlusun, odasında ne işi olduğunu da merak etti.Jamie fazla umursamadan söylediğine göre araları bozulmuştu .Jamie Eee Nasılsın demişti. Shaina Jamie e dönerek iyiyim bende Searlusu görmeye geldim. Bu aralar çok yalnızım da onunla birlikte oturup konuşuruz. Böylecede sıkıntımın gideceğini ummuştum" dedi bi çırpıda daha sonra Jamie e bakarak "Şey... O elindeki gelinlik ne_? dedi gelinliğin ne olduğunu tabiki biliyordu fakat jamie nin elinde görmesi biraz tuhafına gitmişti. Bu sorusu karşısında jamie den olumsuz bir cevap ta alabilirdi ama çok merak ediyordu. o sırada salonda bulunan koltuklardan birine oturdu...
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Euriel Jamie d'Estaign

Euriel Jamie d'Estaign


Kadın Mesaj Sayısı : 263
Rp Partneri : Evde kaljam banane kıs kurusu olup kaljam ^^
Mücadelede Tarafı : d'Estaign
En Belirgin Özelliği : Mezun oldum YupYup^^
Kayıt tarihi : 18/12/07

Veda Empty
MesajKonu: Geri: Veda   Veda Icon_minitimePaz Ocak 13, 2008 2:13 pm

Shaina'yı fazla tanımıyordu Jamie. sadece bir iki kez dondurmacıda karşılaşmışlardı ve sadece merhabalaşırlardı. Searlus'un onu nereden tanıdığını merak etti bir anlığına. Büyük ihtimalle Sarah sayesindeydi. Yoksa değil miydi? Searlus'un küçük, okul çağında bir cadıyla ne işi olabilirdi ki? "Ah' Dediğim gibi, odasında ufak biri işi var, az sonra iner aşağıya." dedi sakin bir ses tonuyla gülümseyerek ve ardından Shaina'nın duyamayacağı bir şekilde mırıldandı "O iplerden kurtulup aşağıya inebilirse..." Daha sonra Shaina'nın tam karşısındaki koltuğa geçip oturdu. Gelinliği bir kaç dakika içerisinde tamamen unutmuştu ve küçük cadının sorosuyla kendine geldi. Kızarırken ona nasıl bir açıklama yapacağını düşünüyordu. Her şeyi olduğu gibi anlatamazdı ya! "Eee... Bu... Bu işe yaramaz bir şey, aile yadigarıymış ama işe yaramıyor dediğim gibi. Çöpü boylayacak, önce ufak parçalara ayrıldıktan sonra."
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Shaina Twain
1.Sınıf Slytherin Öğrencisi
 1.Sınıf Slytherin Öğrencisi
Shaina Twain


Kadın Mesaj Sayısı : 107
Yaş : 31
Rp Partneri : A.r.A.n.I.y.O.r....
Kayıt tarihi : 22/12/07

Veda Empty
MesajKonu: Geri: Veda   Veda Icon_minitimePaz Ocak 13, 2008 2:22 pm

Shaina Jamie yi sevmişti iyi birine benziyordsu kimileri onun için ölüm yiyen diyordu ama olamazdı çünkü jamie ii birisiydi. böyle bir düşüncenin aklına gelmesi bile ona biraz tuhaf geldi. Shaina çok sabırsız dı birraz daha bekledi searlus hala gelmemişti.Jamie ye dönerek "galiba searlus ile aranızdza birşey var" dedi birden. oda ne söylediğinin farkında bişe diildi
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Euriel Jamie d'Estaign

Euriel Jamie d'Estaign


Kadın Mesaj Sayısı : 263
Rp Partneri : Evde kaljam banane kıs kurusu olup kaljam ^^
Mücadelede Tarafı : d'Estaign
En Belirgin Özelliği : Mezun oldum YupYup^^
Kayıt tarihi : 18/12/07

Veda Empty
MesajKonu: Geri: Veda   Veda Icon_minitimePaz Ocak 13, 2008 2:35 pm

Jamie bu soru karşısında renkten renge girdiğini hissetti ama kendinbi çabuk toparladı. Şen bir kahkaha attı ardından. "Ah! Hayır, tamam kabul ediyorum bir zamnalar vardı ama artık yok. O ve ben... Az önce de biraz tartıştık sadece, eskiye dayanan dostluklarda fikir ayrılıkları sık sık olur." dedi göz kırparak. Neden açıklama yapıyordu ki Shaina'ya. Tam o esnada ev cini içecek bir şeyler getirdi.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Shaina Twain
1.Sınıf Slytherin Öğrencisi
 1.Sınıf Slytherin Öğrencisi
Shaina Twain


Kadın Mesaj Sayısı : 107
Yaş : 31
Rp Partneri : A.r.A.n.I.y.O.r....
Kayıt tarihi : 22/12/07

Veda Empty
MesajKonu: Geri: Veda   Veda Icon_minitimePaz Ocak 13, 2008 2:41 pm

Shaina jamie nin anlattıklarını dinledi. ve ev cininin getirdiği şeyi yudumladı tadı güseldi. fakat sabırsızlanıyordu. Searlusa anlatması gereken şeyler vardı ve o hala ortada yoktu. odasında ne yaptığını gerçetken çok merak ediyordu. Jamie e bakarak "Jamie herhalde Searlus beniim geldiğimi unuttu yada odasının duvarlarına yapışıp kaldı bi an önce gelse iyi olur gidicem yoksa şiim var dedi sabırsızca
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Shaina Twain
1.Sınıf Slytherin Öğrencisi
 1.Sınıf Slytherin Öğrencisi
Shaina Twain


Kadın Mesaj Sayısı : 107
Yaş : 31
Rp Partneri : A.r.A.n.I.y.O.r....
Kayıt tarihi : 22/12/07

Veda Empty
MesajKonu: Geri: Veda   Veda Icon_minitimePaz Ocak 13, 2008 2:49 pm

shaina bekledi bekledi searlus gelmedi ve çeceğinin bitirdikten sora malikaneden hızla ayrıldı...
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Searlus Gaius L'Ombre

Searlus Gaius L'Ombre


Erkek Mesaj Sayısı : 351
Yaş : 38
Rp Partneri : Ashley Tisdale
Mücadelede Tarafı : Nickimin sonuna bak çok merak ettiysen yavrucuğum -_-'
En Belirgin Özelliği : Mezun
Kayıt tarihi : 18/12/07

Veda Empty
MesajKonu: Geri: Veda   Veda Icon_minitimePaz Ocak 13, 2008 5:19 pm

Tek zevk alan bu işkenceden Jamie olmayacaktı. Ona söylediklerinin onu kışkırtmasını arzu etmişti. Çünkü artık sadece ondan kurtulmak değil intikam almak da istiyordu. Gelinliği ona teslim edip annesinden intikam aldığı gibi. Kendisine iyice öfkelenmesini sağlayacak ve belki de öldürmeye çalışmasını izleyecekti. İşte o zaman, olduğu yerde durması için bir sebep kalmayacaktı. Jamie ise ona aslında istediğini verdiğini bilmeden kanacaktı ona. Bu güzeldi harikaydı. Çıkarı da neredeyse görünmezdi. Arkasına döndüğünde asanın üzerine doğrultmuş olduğunu gördü. Yüzünde istediğini elde etmiş kişilere özgü alaycı, biraz da muzip bir sırıtış yerleşmişti. ''Eh sanırım benim gibi sıradan birine sıra dışı işkenceler uygulamayacaksın. Bir kaç Crucio bir Avada. Ben öldüreceğim kişiden sıkıldığımda öyle yaparım.'' Kaşlarını kaldırdı yüzünde kalmış bir kaç gözyaşını eliyle sildi. ''Mendilimin yanımda olmaması kötü. Ah ama odamdayım değil mi?'' diye mırıldandı kendi kendine. Onun kendisine yapacağı şeyle ilgilenmiyor gibiydi. Jamie'nin ona nefretle bakması artık Searlus'u korkutmuyordu. Çekmeceye doğru yöenldi mendillerini koyduğu. Jamie'nin sesini duydu. Tıpkı bakışlarında olduğu gibi elindeki asayı doğrultup büyülü sözcükler mırıldanması da bir şey hissettirmemişti ona. Artık kafasında ölmeyen annesini öldürmüştü. Kurtulmuştu ona olan hassasiyetinden -aşkından olmasa da- ve Jamie'ye olan kaybetme korkusundan. İkisi de ne kadar bağlantılıydı. Ve şu anda Searlus da tavanla bağlantılıydı. Anlaşılan kapının çalmasını Searlus'tan daha fazla umursamıştı Jamie. Onun kapıdan çıkarkenki son sözlerini alaycı bir sırıtışla dinledi. ''Hadi durma. Hatta onun bana binlerce kez yaptığı gibi beni de parçalara ayırabilirsin. Küçük bir çocuk için her gün kemiklerinin kırılması, bir yere kapatılıp soğuk buz gibi bir karanlıkta bırakılması ne demektir bilir misin? Çocuklar sever miydin sen Jamie?'' Jamie kapıyı vurup çıkmıştı. Ancak Searlus pek de beklemeyeceğini biliyordu. Parmaklarını şıklattı. Sivri kulakları düşük, cılız mı cılız bir sihirli yaratık ayaklarının tam ucunda ortaya çıkmıştı ''POF!'' sesi ile. ''Ne em... Aa!'' diye cırlak bir sesle bağırarak tepki vermişti ufak ev cini. Adı neydi bunun? Sanıyordu ki Kristin ona Nia diye sesleniyordu. ''Gördüğün gibi beni buradan kurtarmanı seni aptal şey.'' dedi gülerek. Ev cini ellerini oynattı ve Searlus yavaş bir şekilde aşağıya inip ayaklarının üstünde durdu. Asasını yatağın üzerinden alarak Ev cinine döndü yüzünü. ''Gidebilirsin artık. Bu arada dükkâna birkaç yiyecek göndermeyi unutma çok acıktım uzun zamandır bir şey yemiyordum.'' diye ekledi ve odadan çıktı. Kapıyı kapatmamıştı ardından. Buradan şimdi çıkmalı ve bir kaç son işini halletmeliydi. Evde yalnızca kendisi ve burada yaşadığı için özel izne sahip olan diğer kişiler cisimlenip buharlaşabiliyordu. Ama cisimlenme izni olan yerler kesinlikle odaların içi değildi. Ya girişte ya da bahçede olabiliyordu bu. Bu yüzden girişe doğru yürümeye başladı. Yavaş adımlarla aşağıya indi ve salonun yanına geldiğinde ayaklarının uzunda ilerlemeye başladı. Girişe vardığında gülmemek için kendini zor tutuyordu. Yakalansa şimdi Jamie'ye ne olacaktı? Kendisini Shaina'nın önünde mi yollayacaktı tahtalıköye. Aslında beklemiyor değildi böyle şeyi. Ancak kardeşine gereken belgeleri hazırlamadan onun kitap dükkânına peşinden gelmesini istemiyordu. Bahçeye çıkan kapıyı açtı ve ardından yavaşça kapattı. Girişte cisimlenirse çok gürültü çıkabilirdi. Bahçenin yemyeşil tazeliğine baktı bir süre boyunca sonra ''ŞAK!'' sesi ile ortadan kayboldu.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Euriel Jamie d'Estaign

Euriel Jamie d'Estaign


Kadın Mesaj Sayısı : 263
Rp Partneri : Evde kaljam banane kıs kurusu olup kaljam ^^
Mücadelede Tarafı : d'Estaign
En Belirgin Özelliği : Mezun oldum YupYup^^
Kayıt tarihi : 18/12/07

Veda Empty
MesajKonu: Geri: Veda   Veda Icon_minitimePaz Ocak 13, 2008 8:00 pm

Shaina'ya gitme diyemedi. Aslında haklıydı, Serlus şu anda odasının duvarlarına yapışıp kalmıştı. Gülmemek için kendini zor tuttu ve küçük cadıyı elleriyle uğurladı. Sıra Searlus'taydı ve bastıran uyku bile ona işknece etmesini engellemeyecekti. Büyük bir hırsla kıyafetlerini aldı ve Searlus'un odasına gitti koşar adımlarla."Ben geldiiim!" diye açtı kapıyı sertçe fakkat etrfaına baktığında kimseyi görmedi. Searlus neredeydi? Hangi cehenneme kaybolmuştu? İşini hemen bitirmeliydim diye düşündü bir an ve sonra bütün öfkesiyle haykırdı. "Bütün ev cinleriii..." Etrafında 'Poff' sesleriyle beş ev cini belirdiğinde Jamie onların serenat yapmasına izin vermeden haykırdı. "Searlus nerede?" Bütün ev cinleri korkuyla ona bakarken efendilerinin nereye gittiğini söylemeyeceklerdi herhalde. Hoş, Jamie çok iyi biliyordu nereye gittiğini; kitapçıya gitmişti işte... Her zaman yaptığı gibi. "Nerede dedim?" Jamie'nin öfkesi gözlerinden akıyordu adeta. Yine de söylemeyeceklerdi, biliyordu bunu Jamie. Kaşları çatıldı ve sizinle daha sonra görüşeceğim der gibi baktı ev cinlerine. Büyük bir hışımla çıktı odadan ve kendi odasına gitti. Cüppesi neredeydi? Ah, orada, yatağın üzerindeydi işte... Önce üstünü değiştirmesi gerekiyordu. Nefretle çıkardı üzerindeki gelinliği ve kendi kıyafetlerini giydi. Ardından özenle yatağına serdi bembeyaz inci tanesini ve asasını eline aldı. Gözleri kısıldı nefretle ve bir kaç dakika sonra dayanamayarak gelinnliği eline aldı. Parçalara ayırmak istiyordu.Çekti, tırnaklarını geçirdi, yırttı...Gelinlik parçalara ayrılmıştı şimdi ve Jamie şimdiye kadar hiç olmadığı kadar rahatladığını hissetti. Parçalanmış gelinliği ufak bir paketin içine koydu. Cüppesini üstüne geçirdi ve koşar adımlarla malikaneden çıktı, bahçeden dükkana cisimlendi.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Veda
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Hogwarts Cadlık ve Büyücülük Okulu :: Arşiv :: Arşiv :: L'Ombre Ailesi-
Buraya geçin: